Contents
Usta Öğreticilerin Kıdem Tazminatı Hakkı
Son dönemlerde Halk Eğitim Merkezleri gibi Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlarda sözleşmeli ya da ek ders görevi ile görevlendirme yapılarak çalıştırılan usta öğreticilerin kıdem tazminatı hakkı olup olmadığı, dava açanların davası adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı görüleceği gibi bir çok değişik ve karmaşık Yargıtay ve Danıştay kararları bulunmaktadır.
İşin başında usta öğreticiden bir taahhütname alınmakta ve işe başlatılmakta, bu taahhütnameler devamlı ve birden fazla olduğunda ve toplam çalışma süresi bir yılı geçtiğinde kıdem tazminatı alacağı hakkı gündeme gelmektedir.
Bu görevlendirmeler geçici personel olarak görevlendirme olabildiği gibi ek ders görevi verilmesi yoluyla olabilmektedir.
Usta öğreticiler belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılmamakta bunun yerine belirli süreli olarak en fazla 12 ay süre ile çalıştırılmaktadır.
Çalışma süreleri günlük 8 saat, haftalık 40 saatle sınırlıdır. Bazı durumlarda veya programların gerekli olduğunda hafta sonu Cumartesi ve/veya Pazar günleri de çalıştırılmaktadırlar.
Bu anlamda usta öğreticiler, kimi zaman 4 gün, 5 gün, bazen 7 gün çalıştırılmakta, puantajlarda günlük çalışma süresi 5 saat, 6 saat ya da 7 saat gibi görünmektedir.
Çoğu zaman devlet memuru gibi sabit bir çalışma olmadığından çalışma süresinin tespiti önem arz etmektedir. Çünkü, usta öğreticiler, aylık maktu ücretle değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 176’ncı maddesine göre, ders saati ücreti ile çalıştırılmakta ve bordrolarda tahakkuk ettirilen saat başı ders ücreti esas alınmaktadır.
Çalışma süresinin tespiti için puantaj kayıtları ve maaş bordroları önemli yer tutmaktadır.
Bir usta çalıştırıcının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, o ayda fiilen çalıştığı toplam gün sayısına bölünür, o ay için günlük ortalama çalışma saat süresi bulunur. Bulunan günlük ortalama çalışma saat süresi, ders saati ücreti ile çarpılması neticesinde ulaşılan miktar 1 günlük ücreti olarak tespit edilir.
Örnek vererek açıklamak gerekirse; bir ayda toplam yüz kırk ders saati fiilen çalışan bir usta öğreticinin, o ay için aylık fiilen çalıştığı gün sayısının yirmi gün olduğu ve ders saati ücretinin ise 10,00 TL olduğu kabul edilirse; bu ayda çalışılan toplam ders saatinin (140 saat), fiilen çalıştığı toplam gün sayısına (20 gün) bölünmesi neticesinde, günlük ortalama çalışma saat süresinin yedi saat olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Söz konusu günlük ortalama çalışma saat süresinin (7 saat), ders saati ücreti (10,00 TL) ile çarpımı neticesinde ulaşılan, 70,00 TL miktarı, bir günlük ücretidir.
Bu günlük ücreti hesaplaması yapılarak usta öğreticinin hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ile ilave tediye alacağı hesaplanır.
Kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin hesabına esas ücret miktarında ise aylık ücret miktarı belirlenerek hesaplama yapılır. Bunun için bulunan günlük ücrete, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenir ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınır.
Usta öğreticiye ilgili ay için, o ayda fiilen çalıştığı ders saati ile ders saat ücretinin çarpımı neticesinde bulunacak tutara, o ayda çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenir ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınır.
Örneğin, ilgili ayda, toplam yüz kırk ders saati fiilen çalışan ve ders saati ücreti 10,00 TL olan bir usta öğreticinin, fiili çalışması karşılığı hak kazandığı tutar, 140 X 10,00 TL =1.400,00 TL’dir. Bu örneğe göre, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili gününün ücretinin 70,00 TL olduğu ve ilgili ay için çalışma karşılığı olmadan toplam dört günlük hafta tatili ücretinin bulunduğu kabul edilirse, bu ay için ödenmesi gerekecek toplam çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günü ücreti 70,00 TL X 4 = 280,00 TL olacaktır. 1.400,00 TL ile 280,00 TL’nin toplamı neticesinde ulaşılan 1.680,00 TL miktarı, aylık ücret miktarı olarak tespit edilecektir.
Yargıtay uygulamasına göre, bulunan aylık ücret değil, son bir yıllık aylık ücret ortalaması esas alınmaktadır. Zira, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı hakların son ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kuraldır. Ancak, usta öğreticilerin aylık maktu ücretle değil, ders saati ücreti ile çalıştığı kabul edilmekte dolayısıyla, usta öğreticinin aylık ücreti aydan aya değişebilmesi durumu söz konusu olmaktadır. İşte bu yüzden, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda, son bir yıllık aylık ücret ortalamasının esas alınarak hesaplama yapılmaktadır.
Usta Öğretici Yıllık İzin Alacağı Hakkı
Usta öğreticilerin çalışması mevsimlik değil aralıklı çalışmadır. Çalışma süreleri toplanır usta öğreticinin hak ettiği yıllık izin süresi belirlenerek yıllık izin alacağı hesaplanır.
Çoğu kez kurum, usta öğreticilerin yaz tatili olan Temmuz ve Ağustos aylarında ve Şubat tatillerinde kurslarda eğitime ara verildiği için ücretsiz izinli olarak gösterdiklerinden, bu dönemlerde yıllık izin kullandıkları iddia etse de bu iddia kabul edilmemektedir.
Yıllık izin alacağın için zamanaşımı süresi 2017 yılında çıkan bir kanunla 10 yıldan 5 yıla düşürülmüştür. Buna göre, yıllık izin alacağı 25.10.2017 tarihinden sonra işten ayrılan usta öğreticiler için 5 yıldır. 25.10.2017 tarihinden önce işten ayrılan usta öğreticiler için ise 10 yıllık zamanaşımı süresi devam etmektedir. Buna göre, 2013 yılında ayrılan bir usta öğretici 10 yıl içinde yıllık izin alacağı talep edebilirken, 2018 yılında ayrılan bir usta öğretici 2024 yılından sonra yıllık izin alacağı talep edemeyecektir.
Usta Öğretici Hafta Tatil Ücreti Hakkı
Kurum ile usta öğretici arasında akdi tatile ilişkin bir anlaşma olmadığından, usta öğreticinin 4857 sayılı Kanun hükümlerine göre, çalışma karşılığı olmadan ücreti ödenmesi gerekli hafta tatili günü haftada bir gün olarak kabul edilir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Uzun yıllardır yaşanan tartışmada Uyuşmazlık Mahkemesi tartışmayı sonuçlandırmış ve her ne kadar idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulsa da, talep edilen tazminatlarının İş Kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Buna göre, usta öğreticileri kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı, hafta tatil ücreti alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, ilave tediye alacağı gibi alacaklarını idare mahkemesinde değil, iş mahkemelerinde talep edilecektir.